Tavşanlar kaybolur mu, hiç? Sormayın. Bizim Beyaz Tavşan kaybolmuş işte. Düşünsenize; harika bir yaz mevsimi, etrafınızda kelebekler, çiçekler, ağaçlar ve kuşlar. Bizim tavşan, böyle güzel bir günde çıkmış gezintiye. Hoplaya zıplaya ilerlerken bir de ne görsün? Kaybolmuş. Ne yapacağını bilemez haldeyken, Zeynep Gül çıkmış karşısına. Yeni arkadaşının yardımıyla, Beyaz Tavşan ailesine kavuşmuş fakat yaşadıkları da ona ders olmuş… Bu hikayeyi okurken, yardımlaşma ve iyiliğin, aile bağlarının ne kadar önemli olduğunu görecek ve İngilizcenizi de geliştirme fırsatı bulacaksınız.
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
UHEPY İNGİLİZCE READING KİTABI
Bu eser sizlerin dil eğitiminde başlangıç (starter) düzeyinden ileri (advanced) İngilizce’ye olan yolculuğunuzda tüm seviyelerde OKUMA ihtiyacınızı karşılamak için hazırlanmıştır.
Okuyacağınız metinlerde cümlelerdeki dilbilgisi yapıları ve kelime bilgisi (basitten zora doğru) ilmek ilmek işlenmiştir.
Tek bir kaynaktan azami verimle İngilizce öğrenmek isterseniz sizin için temel eser budur.
Kitaptaki metinler sizlerin genel kültürüne katkı sağlayacak güncel konulardan derlenmiştir.
İngilizce eğitimini sağlam şekilde ilerletmek isteyenler için her seviyeye uygun ana kaynaktır.
Bir ülke düşünün. Sokakları gül kokan, herkesin mutlu ve yeterince zengin olduğu bir ülke. Bu hikayedeki Kral ve Kraliçeyi diğerleriyle karıştırmayın sakın. Özellikle Kraliçemizi. Hem çok güzel hem de iyi kalpli kraliçemiz, oldukça ilginç bir yarışma düzenlemiş ve ne olduysa ondan sonra olmuş. Hem saraydaki hem de halkın gönlündeki tahtı kazanan Gül Kraliçe’nin yaptıklarını okurken siz de çok mutlu olacaksınız.
Hem İngilizce hem Gül Kraliçe.
Bu arada, hikâye sonundaki soruları çözmeyi unutmayın.
Hepimiz merak etmişizdir, Güneş’i, Ay’ı, gökyüzündeki yıldızları. Geceyi aydınlatan Ay, gündüzleri gözlerimizi kamaştıran Güneş, irili ufaklı, parlak ve kayan yıldızlar, hep merak ettiğim şeylerdi. Aylar, mevsimler, günler ve geceler. Tüm bunlar nasıl oluyor? Neyse ki, bir gece gördüğüm rüya, kafamdaki tüm soruları cevaplandırdı. Bu hikâyede hem soruları hem de cevapları bulacaksınız. Hem de İngilizcenizi geliştireceksiniz. Ha, bu arada, soruları çözmeyi unutmayın.
UHEPY İNGİLİZCE KELİME KİTABI
Bu eser en verimli İngilizce kelime kitabıdır.
İngilizce’ye yeni başlıyorsanız (starter) ya da çalışmalarınız ilerlediyse de (intermediate-upper intermediate) bu eserden faydalanabilirsiniz.
Bu eser sizlerin başlangıç seviyesinden ileri İngilizce’ye ulaşma serüveninizde en yakın arkadaşınız olacaktır.
İnsanlar dillerde cümleler halinde konuşur ve cümleler halinde yazarlar. Bu yüzden İngilizce’de cümle kurmayı öğrenmek gerekir.
Bunun temel dayanağı ise İNGİLİZCE KELİMELERİ TÜRLERİNE göre CÜMLELER içinde öğrenmektir.
Bu eserde cümle okuma yeteneklerinizi geliştirmek için her bir cümleyi çevirip HAZIR ÇEVİRİ CEVAPLARDAN kontrollerinizi yapabilirsiniz.
Bu tür bir çalışma direkt olarak konuşma ve yazma yeteneklerine sağlam katkı sağlar.
Bu eserde cümleler ve kelimeler basitten zora ilerleyecek şekilde kurgulanmıştır.
Üsküdarlı Bir Türk kızı Sıdıka Hanımın Torunu Avrupa’lı bir Müslüman olan Aliya sadece bir siyasetçi, bir düşünür ve bir aksiyon adamı değildir. Felsefe ve edebiyat merakı, yöneticilik ahlakını derinlikli, analitik ve estetik değerler kümesiyle zenginleştirmesini mümkün kılan Alia, Avrupa’nın göbeğinde insan hakları ve hukukun ayaklar altına alındığı, halkına karşı sistematik bir soykırım girişiminin gerçekleştirilmeye çalışıldığı bir süreçte ülkesi ve milletinin bu felaketten çıkışına ve bağımsızlığına yol gösterici olmuş büyük bir liderdir.
Fikirleri, siyasi mücadeleleri ve savunduğu değerler ile dünyaya bir meşale olan Aliya’nın, tarihe geçen altın mürekkep damlalarından birkaçını önünüze serpiyoruz.
Göç, her ne şartlarda yapılmış olursa olsun, bir yerinde ya da bir yerlerinde acıyı saklar. Bu durum, en meşakkatli göçler için de en müreffeh göçler için de geçerlidir. Çünkü göç, ardında bırakılanbütün geçmişi, dipdiri ve taptaze olarak elinde tutar. Dolayısıyla, her göç, birikmiş bir özlemdir. Her göç, geçmişi, her gün, her an defalarca tekrar tekrar yaşamaktır. Her göç, ağacın köke bağlılığı neyse onu yitirmektir. Her göç, ayrı bir gurbettir. Gurbet ise başlıbaşına, apayrı bir acı ve ızdırabın adıdır. Gurbet; Üstad Necip Fazıl Kısakürek (2013)’in dizelerinde:
“Gül büyütenlere mahsus hevesle,
Renk dertlerimi gözümde besle!
Yalnız, annem gibi, o ılık sesle,
İçimde dövünüp ağlama gurbet!..” yazdığı gibi, annemizin ılık sesiyle içimizde dövünüp ağlayan bir duygu ya da Şair Fahri Ali (Baymak, 2016)’nin ifadesiyle suyun bile ağırlaştığı bir yaradır.
Balkan Harbi, Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinden silinme eyleminin ya da Şark Meselesi’nin çözümünün provası hükmündedir. Bu prova, yüz binlerce insanın katledilmesi, yerinden yurdundan edilmesi, evsiz barksız kalması ve açlığa mahkum olması uğruna yapılmış ve yaptırılmıştır. Bu dönemde var olan kolera salgını ve ağır iklim koşulları da bu provayı adeta kolaylaştırmıştır. Osmanlı Devleti, gerek sayısal olarak gerek moral olarak gerekse yapısal olarak kazanılması mümkün olmayan bir harbe sokulmuştur. 93 Harbi sonrasında Balkan coğrafyasındaki terör ve çetecilik olayları ile yıpratılmış ve savaş stratejisini daha önce hiç tatbik etmediği bir sistem (kolordu düzeni) ile belirlemiş olan ordu, yolları, iletişim ve ulaşım imkânları kısıtlı bir konum ile harbe giren Osmanlı Devleti’nin, bu harbi kazanacağına, harp taraftarı olan manipüle edilmiş bir kitleden başka kimse inanmıyordu. O kitlenin de harp taraftarlığı her türlü bilgi ve donanımdan yoksundu. Dönemin yöneticilerinin harp taraftarı olan o kitleyi teskin etmek için kullandıkları ifadeler, aynı zaman da devletin acziyetinin değişik bir ifadesinden başka bir şey değildi. Bu açıdan bakıldığında bu kitlenin, mevcut hükümetin değişmesi gibi siyasi bir ihtiras ve amaç uğruna koskoca devleti kaybedeceği belli olan bir savaşa sokma gayreti içinde olduğu düşünülebilir.