Şu an kimsenin uğrak noktası olmayan, ziyaretçisiz kalmış derinlerdeki o ıssız mağaralarda soluklanıyorum. Diğerlerinin aksine burada hiçbir yerde olmadığım kadar da huzurluyum. Derinliklerde bir yerlerde, karanlıkta bulduğum sonsuz bir aydınlığın, her geçen gün daha da değerini anlıyorum. Ben Kale… Bizler, bir süre önce hangi durumda olursak olalım,, aramızdaki bağların koparılmasına cesaret dahi edilemeyen bir topluluktuk.Şanımız yerküredeki tüm sularda yayılmıştı. En karşı koyulması zor akıntılara, tüm tehlikelere, birlik beraberlik nidalarıyla karşı koyan; hedeflerimiz uğrunda herkesin canı pahasına yeşil kanatlarını gerdiği Mercan Kaya Balıkları… Hatalarımız da olmadı değil tabii. Tehdit olarak gördüğümüz şeyleri hep sert dalgalarda veya suyun dışında aradık. Bazen etrafımıza da bakmak gerektiğini, birer birer eksilmeye başladığımızda anladık.
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
Türkçemiz, doğru, akıcı ve güzel konuşulmayı fazlasıyla hak eden muhteşem bir dil. Derinlikli ve büyük bir medeniyetin ve çok değerli kültürlerin buluştuğu, kelimeleriyle, kavramlarıyla birlikte yaşamaya devam ettiği bir ifade alanı üstelik. Bizim dilimiz, Doğu ve Batı uygarlıklarının binlerce yıllık inanç ve kültür köklerini ve sembollerini bağrında yaşatan canlı bir medeniyet müzesi aslında. Dilimiz belki de en büyük zenginliğimiz, yarınlara bırakacağımız ortak mirasımızdır. Her meslekten, her yaştan insan, Türkçemizi doğru telaffuz etmeyi, sadece diksiyon açısından değil muhteva olarak da doğru ve güzel konuşan kimseler olmayı gaye edinmelidir. Sözün Sesi, bu gayeye ulaşmaya imkan sağlayacak bir kitap olma kıymeti taşıyor.
Cihat Zafer