Delikanlı Radarcı Fermanıın yürürlüğe gireceğine dair;
Dağlarda görevli radarcılara hüküm ki:
"Delikanlı Radarcı Fermanı" olarak hazırlanan bu fermanın amacı, delikanlı radarcıların tarihsel rolü ile yönetimsel, yaşamsal ve sosyal esasları belirleyerek bu esasların sistemli bir şekilde işletilmesine ilişkin prensip ve usulleri tespit ederek çalışmaktadır.
Delikanlı radarcı âleminin tarihsel rolü, sıradan radarcıların mezar kazıcısı olmasıdır. Delikanlı radarcılar; camianın dostluğu, realiteler doğrultusunda hareket etme ve sıradan radarcılara ait yaşam biçimlerinin hortlamasına karşı uzlaşmazlık ruhuyla yetişir. Sıradan radarcılar ise delikanlı radarcıları kendilerinin yönetimsel kuyruğu durumuna dönüştürmeye çalışmak gibi beyhude bir çabanın içerisindedirler. Bu nedenle bütün delikanlı radarcılar, gerekli tüm tedbirleri almak suretiyle söz konusu iğneleyici dayatmalara karşı koymak ve bertaraf etmekle mükelleftir.
Bu ferman; kavramsal ve kuramsal bir çerçeveye sahip olup, tanımlayıcı (descriptive), açıklayıcı (explanatory) ve kesit alan (cross-sectional) olması münasebetiyle de kavrayıcı, kuşatıcı ve içerik veren bir özelliğe sahiptir. Fermanın uygulanma kapsamı; radar camiasında yer alan icracı kurum, kuruluş ve makamları içerirken, uygulanacak her türlü usul, esas, prensip ve açıklamaları da detaylı bir şekilde düzenlemektedir.
Ferman, bütün radarcı camiasına şamil olup, fermanın hükümlerine uymayan ve hilafında hareket eden radarcıların delikanlı âlemindeki kaydı ikinci bir fermana kadar dondurulacaktır.
Tarih-i Ferman-ı Ali Fi 14 Rebiyülevvel, Sene: 1421, Yevm.
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
Bekir Parlak Cantürk Caner
Siyasal hayat ele alınırken dış politikadan ekonomiye kadar farklı alanlarda yaşanan değişim, dönüşüm ve bunu zorunlu kılan nedenler bir bütünlük içinde sunulmadığı zaman olaylar arasındaki bağlantının kurulması zorlaşabilmektedir. Siyasal hayatı şekillendiren devlet geleneği binlerce yıllık birikim sonucu elde edilmektedir. Bu birikim dikkate alınmadan tarih okumaları yapıldığında siyasi olayları anlamak ve anlamlandırmak mümkün olamayacaktır. Osmanlı Devleti ile Cumhuriyet Türkiye’si arasında bir devamlılık ilişkisi olduğu inkâr edilemez bir gerçektir.
Günümüz Türkiye’sini anlayabilmek için özellikle Osmanlı Devleti’nin son dönemini iyi bir şekilde bilmek gerekmektedir. Türkiye’yi anlamak için nasıl ki Osmanlı Devleti’nin son dönemini bilmek gerekiyorsa, bugünü anlamak için de hem Osmanlıyı hem de tek parti dönemi Cumhuriyet Türkiye’sini bilmek gerekir. Bugün karşılaştığımız siyasi sorunların ve yaşadığımız kültür bunalımının başka türlü anlaşılması ve aşılması imkân dahilinde görülmemektedir.
Binlerce yıllık Türk tarihini bir kitap içinde toplamak mümkün değildir. Fakat anlamlı bir tarih dilimi içerisinde konular irdelendiği zaman sağlıklı çıkarımlar yapılabilir. Türkiye’de siyaset veya Türkiye’nin siyasi tarihi dendiği zaman en azından Osmanlı Devleti’nin son dönemlerini kapsayacak şekilde yazılmış olması beklenir. Bu kitapta 1808’den yani modernleşme ve reform hareketlerinin en yoğun şekil yapıldığı dönemden başlanarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve kurumsallaşması ele alınmış, 1946’ya kadar olan süreç irdelemiş ve sonraki dönem başka bir çalışmaya bırakılmıştır.
Bu kitabın amacı, Avrupa Birliği’nde sosyal politikanın geçmişten günümüze geçirdiği dönüşümü, Birlik sosyal politikası
açısından önem taşıyan konular üzerinden incelemektir. Her ne kadar kitabın ana konusu Avrupa Birliği’nde sosyal politika olsa da, kitabın ilk iki bölümünde okuyucuya Avrupa Birliği’nin kuruluşu ve genişlemesi ile kurumsal yapısına ilişkin
genel bilgiler verilmiştir. Üçüncü bölümden itibaren kitabın ana konusuna giriş yapılmış, Avrupa Birliği’nde sosyal
politikanın tarihsel evrimi ele alınmıştır. Dördüncü bölümde Avrupa Birliği içindeki refah rejimleri incelenmiş; Birlik’in
parçalı ve bölünmüş sosyal politikası, refah rejimleri aracılığıyla değerlendirilmeye çalışılmıştır. Beşinci bölümden itibaren
ise Avrupa Birliği sosyal politikası açısından büyük önem taşıyan istihdam politikaları, çalışma hayatında kadın - erkek
eşitliği politikaları, sosyal dışlanma ile mücadele politikaları ve sosyal diyalog konuları işlenmiştir.
Osmanlı Devleti’nin son döneminden günümüze dek Türk siyasal hayatını tek bir eser bünyesinde ele almak mümkün olamayacağından iki kitaplık bir çalışma yapmaya karar verdim. Uzun yılların birikimi ve yoğun çalışmalar sonrası ilk önce “Türkiye’nin Siyasal Hayatı (1808-1946)” başlıklı kitabı 2023’te tamamlayarak Değişim Yayınları vasıtasıyla okuyucuyla buluşturdum.
Çok partili dönemi ele alan “Türkiye’nin Siyasal Hayatı (1946-2025)” başlıklı ikinci kitabı da tamamlamış olmanın huzuru içindeyim. Bu kitapta ilk kitabın bıraktığı yerden günümüze kadar olan Türkiye’nin siyasal hayatı ele alındı. Özellikle çok partili yaşama geçildikten sonra siyasal hayatta etkili aktörlerin sayısında artış olması dolayısıyla tek parti dönemine kıyasla daha zor bir inceleme alanıyla karşılaşılmaktadır.
Çok partili hayata geçişle başlayan kitap 2025’e kadar olan süreci ele almaktadır. Kitapta olabildiğince geniş bir literatürden faydalanmaya çalıştım. Herhangi bir ideolojik kaygı taşımadan çok farklı gözle olaylara bakan yazarlardan faydalanmaya çalıştım. Okuyucuların zihnine takılan bir soru olduğunda cevabını nerede bulabileceklerini göstermek maksadıyla oldukça fazla atıfta bulundum.