Kitap Adı | : | Azeri Gezgin Zeynelabidin Şirvani ''Seyahatnamelerinden Seçmeler'' |
Yazar Adı | : | Emrullah GÜNEY-Umut GÜNEY-Mutlu GÜNEY |
ISBN | : | 978-605-4031-30-6 |
İlk Baskı Tarihi | : | 2010 |
Baskı Sayısı | : | 1. Baskı |
Liste Fiyatı | : | 9 TL |
Sayfa Sayısı | : | 220 sayfa |
Ebat | : | 13,5 x 19,5 |
ÖNSÖZ
Seyahatnamesi olan kaç gezgin tanıyoruz?
Ksenofon, Marco Polo, Tancalı İbn Batuta, Piri Reis, Evliya Çelebi, Katip Çelebi, Direktör Ali Bey, İsmail Habib Sevük, Falih Rıfkı Atay, Hikmet Feridun Es, Ahmed Haşim, Abdi İpekçi, Kemal Bayram Çukurkavaklı, Zeynep Oral, Ataol Behramoğlu, Fikret Otyam, Yılmaz Çetiner, Aziz Nesin, Fakir Baykurt, Mahmud Makal, Talip Apaydın, Osman Nuri Poyrazoğlu, Orhan Kural, Gülten Dayıoğlu, Buket Uzuner, Nadir Paksoy...
Zeynelabidin Şirvani, Türkiye'de tanınan bir gezgin değildir.
O, Azeri bir ailenin çocuğu olarak Şamahı şehrinde doğmuş, 5 yaşında iken Kerbela'ya göçüldüğü için orada büyümüş ve eğitim görmüştür. Ortadoğu'da geçerli olan 4 dili (Farsça, Arapça, Türkmence, Hindçe) anadili Türkçeye eklediği için seyahatlerinde hiç sıkıntı yaşamış, zorluk çekmemiştir.
Şirvani, 58 yıllık ömrünün 40-41 yılını yolculuklarda geçirmiş: çağının gereği olarak eserlerini Farsça yazmıştır.
Şirvani, yalnızca bir gezgin değildi; edebiyatçı, şair, etnolog, coğrafyaşünas, şarkiyatçı olarak da ün kazanmıştı. Ne var ki, ansiklopedik yazılarının bir bölümü İran'da Farsça olarak kitaplaştırılmış, yazma eserleri dünyanın birçok kütüphanesine dağılmış; hiçbir zaman tümü tek bir merkezde biraraya getirilememiş, Türkçeye de tam olarak hiçbir kitabı çevrilememiştir.
Şirvani'yi Azerbaycan'dan Türk dünyasına tanıtan Baku'da Nureddin Keremov olmuştur. daha 1950'den başlayarak, Keremov müellim, Onun eserlerini bölüm bölüm makaleler yazarak tanıtmıştır.
Dahi gezgin Zeynelabidin Şirvani'yi bize tanıtan Keremov Müellime minnet duygularıyla teşekür ediyoruz.
İÇİNDEKİLER
Önsöz.................................................................................................................. 7
Giriş..................................................................................................................... 9
Zeynelabidin Şirvani'nin Yaşamı................................................................... 15
Azerbaycan, İran ve Efganistan Seyahatleri................................................. 43
Hinditan, Pencab, Bengal, Hind Okyanusu, Sri Lanka, Keşmir,
Doğu Türkistan ve Turan Ülkelerine Yolculuk............................................. 91
Arap ülkelerine ve Afrika'ya Yolculuk............................................................. 134
Türkiye, Balkan Yarınadası ve Akdeniz Yolculukları................................... 167
Şirvani'nin eserleri hakkında.......................................................................... 174
İklim Kuşakları (Zona) Hakkında.................................................................. 182
Kayıtlar ve Açıklamalar.................................................................................... 197
Kaynakça - Literatür........................................................................................ 205
Lügatçe- Kısa Sözlük...................................................................................... 207
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.
Adalı yazar Necati Mert der ki; Yazmak lazım. Edebiyatçı edebiyatı gözeterek yazsın. Ama edebiyatçı olmayan da yazsın. Cümleniz yetersiz, imlâ ve noktalamanız hatalı olabilir. Olsun. Mektup yazar gibi, hâtıra defterine içinizi döker gibi yazın. Sizin hayatınız şehrinizin hayatıdır.
Sevinçleriniz, endişe, merak ve içlenmeleriniz, düşünce ve tasarılarınız şehrinizindir de. Tarihe düşülen notlar olacaktır her biri. Bunların geleceğe, şehrinizin geleceğine kalması için yazın. Yazın ki ardımızdan gelenlerin bilmedikleri bizimki kadar olmasın…
Elinizde tuttuğunuz bu eser; Şeker Mahalle’de yaşamış sıradan bir gencin mutlu olma, eğlenme, bu dünyayı içtenlikle anlama iştahıyla yaşadığı mahallesindeki geçmişini, ellili yaşların ortasında bir yazar edasıyla; özlemler, acılar, yaşam dediği zevkler ve deneyimler arasında yeniden keşfini konu alır…
Bahçeler, ağaçlar derken neşeli, bir o kadar hızla geçiyor günler,
haftalar, mevsimler… Ağaçların, mevsimlerin, kuşların da
dilleri var. Sırlarına erebilsek keşke. Her mevsim tomurcuklanan
o ağaçların sırrına erebilsek... O çocuk aklımda derdim ki
çiçek açan bu ağaçlar, konuşmak ister benimle. Sohbet ederdim
onlarla. Hâl dilinde bir konuşma olurdu, bilirdim duyarlardı
onlar beni, ben de onları tabi.
Kalbi kırık çocukların, uyanık memurların, dayısı vali olanlara ders veren bürokratik kumpasların, hasılı Anadolu’da yaşananların hikayesi.
Yılmaz Çiğdem, gönüllere ulaşmak niyetiyle bir çaba içerisinde. Mutluluğa ulaşmak için insanlar bir koşturma içinde. Oysa mutluluk evreni kaplamış duyarlı insanların kalbine sığmıştır. İnsana ulaşan bencillik değil paylaşma cömertliğidir. İkramın niteliğine karar vermek okuyucuya kalmıştır. Bu kitaba düşense işaret fişeği gibidir. Ararsan bulursun.